Hazine eski Müsteşarı iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye’de son birkaç aydır ciddi para kazanan iki grubu analiz etti ve bu iki grup hakkında bir yazı yazdı.
Türkiye’ye döviz getirip TL mevduat faizi alan ya da döviz bozup TL faize yatıranlar ile Dolar kurunun 2024 yılının sonunda 40-45 TL’ye geleceğini düşünerek fiyatları belirleyenleri “kazananlar kulübü” olarak nitelendiren Eğilmez, “Kazananlar Kulübü, Kaybedenler Kulübü” başlıklı yazısının sonunda da “kaybedenler kulübü” üyelerine yer verdi.
“TÜRKİYE’DE SON ZAMANLARDA İKİ GRUP CİDDİ PARA KAZANIYOR”
Son zamanlarda iki grubun ciddi para kazandığını söyleyen Eğilmez, ilk grubun Türkiye’ye döviz getirip, TL’ye çevirip mevduat hesabı açanlar ya da bankadaki döviz hesaplarını bozup ellerine geçen parayı TL mevduat hesabına yatıranlar ya da devlete veya özel kuruluşlara ait tahvilleri satın alanlar olduğunu söyledi.
Bunların nasıl para kazandığını daha önce anlattığını daha önce anlattığını belirten Eğilmez, yazdığı yazıda tekrar bahsetti.
Eğilmez, kurun sabit kaldığı sürece TL mevduata verilen faizin dövize verilmiş gibi olduğunu ve bu durumun döviz üzerinden (yıllık yüzde 40 net faiz hesabıyla) ayda yüzde 3’ün üzerinde Dolar faizi elde edilmesine yol açtığını söyledi.
“1 MİLYON DOLAR GETİREN, AYDA 1 MİLYON 30 BİN DOLARINI ALIP GİDER”
Eğilmez, “Buraya 1 milyon Dolar getiren bir yatırım fonu, kurun 32’de sabit kaldığı varsayımıyla, alım satım farkı, vergi vb. düşüldükten sonra bir ayda 960 bin TL faizle birlikte 1 milyon 30 bin dolarını alıp gider” ifadelerini kullandı.
Aynı durumun döviz mevduatı olup da bunları bozdurup kısa vadeli TL mevduata dönen vatandaşlar için de geçerli olduğunu söyleyen Eğilmez, Parasını TL mevduatına yatıranlar açısından riskin kurun aniden fırlaması olduğunu o zaman zarar edeceklerini söyledi.
Eğilmez, “Ülke açısından risk; TL mevduata verilir gibi görünse de aslında dövize dünyanın en yüksek faizini vererek sağlanan geçici rahatlamanın orta vadede büyük maliyetlere yol açacağı gerçeğidir” ifadelerini kullandı.
Birinci kazanan grubu anlatan Eğilmez yazısının devamında ikinci gruba geçti.
“DOLAR TAHMİNİNE GÖRE FİYAT ARTIRANLAR İNANILMAZ KAZANÇLAR ELDE EDİYOR”
Eğilmez, ikinci grubun, Dolar kurunun 2024 yılının sonunda 40 – 45 TL düzeyine çıkacağını tahmin edip ürün ve hizmet fiyatlarını bu tahmine göre belirleyenlerin olduğunu, bunların gelecekteki zamları peşinen yaptıkları için mallarını anormal fiyat düzeyine çıkardıklarını, şimdi kur sabitleşse de geri gelemediklerini, bu yolla da inanılmaz kazançlar elde ederken enflasyona olumsuz katkı yaptıklarını ifade etti.
Eğilmez ilk gruptakilerin kurun değişmeyeceğini, ikinci gruptakilerin ise kurun yükseleceği varsayımına göre kendilerini ayarladıklarını ve bu iki grubun da çok kazandığını söyledi.
“TÜRKİYE’NİN UYGULADIĞI POLİTİKA KISA VADEDE İYİ UZUN VADE DE TEHLİKELİ”
Türkiye’nin ekonomik politikalarına değinen Eğilmez, “Türkiye’nin an itibarıyla görülebilen ekonomik programının temeli sabitleşmiş kur ve ona göre yüksek faizle döviz çekebilmektir. Bu yolla kur da sabit kalmakta hatta MB bıraksa düşecek konuma gelmektedir. Çünkü döviz bozduruldukça kur düşer” ifadelerini kullandı.
Bu uygulamanın kısa vadede görüntüyü hızla düzelttiğini aktaran Eğilmez, ama vade uzadıkça riskli ve tehlikeli bir konuma geldiğini söyledi.
Kazananlar kulübünü anlatan Eğilmez, yazısının devamında kaybedenler kulübü olarak adlandırdığı kesime değindi.
“ÜCRET KARŞILIĞI ÇALIŞANLAR KAYBEDENLER KULÜBÜ’NDE”
Gelirini enflasyona göre ayarlayamayanların yani ücret karşılığı gelir elde edenler kaybedenler kulübünün ilk üyeleri olduğunu söyleyen Eğilmez, “Ücretliler, devletin ve/veya işverenin takdir edeceği ücret artışına göre gelirleri artan kişiler. Buradaki artışlar gerçek enflasyonun hatta açıklanan enflasyonun da altında kaldığı için ücretliler 2021 yılından bu yana sürekli geriye gidiyorlar. Orta sınıfın yok olmasının en önemli nedeni bu zaten” ifadelerini kullandı.
Kaybedenler kulübünün ikinci üyelerinin yine gelirlerini kendileri ayarlayamayan çiftçiler olduğunu söyleyen Eğilmez, “Özellikle ürettikleri ürünü büyük ölçüde devlet işletmelerine satmak durumunda olan buğday, çay, fındık üreticileri bu gruba girer. Verilen taban ücreti çok düşük kaldığı ve kendileri de ücretleri ayarlayamadığı için bu ürünleri üreten çiftçilerin satın alma gücü sürekli geriler. Asgari ücretlinin, emeklinin, çiftçinin son zamanlardaki, itirazının nedeni yalnızca kendilerinin satın alma gücünün düşmesi değil, başkalarının havadan para kazanması” ifadelerini kullandı.
Eğimez, Kaybedenler kulübünün kazanması kolay görünmediğini, ancak kazananlar kulübünün ilk grubunun ilk risk yükselişinde kendilerini kaybedenler kulübünün yeni üyesi konumunda bulabileceğini söyledi.