Pandemiyle artan talep, enflasyonla da alternatif yatırımlara yönelince, yat ve teknelerin sayısında görülen artış, otopark misali ‘marina’ sorunu yarattı. Kısıtlı sayıda olan marinaların kapasitesi yetmediğinden fiyatları da yükseldi. Yurt dışıyla Türkiye’deki fiyat farkı euro bazında bile çok açıldı. Yükselen fiyatlar başta yat satışlarını, yabancı talebini etkilerken, bir de kirliliğe yol açıyor.
Pandemide artan yat ya da tekne talebi, marinaların yüksek fiyatlarıyla duvara çarptı.
Geçen yıl Türkiye’de 1 milyona ulaşan amatör denizci sayısı, marinaların yoğun olmasıyla ücretlere yansıdı.
Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Başkanı Murat Bekiroğlu, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Marinalardaki fiyat farklılıkları herkesi şaşırttı.
Türkiye’de marina sayısının 25-30 arasında olduğu bilinirken, toplam bağlama kapasitesi de 6 bin 500 seviyesinde bulunuyor. Tekne sayısı özellikle yaz mevsiminde gezenlerle artınca marinalardaki fiyatlar arşa çıkıyor.
42 metrelik bir tekne, Monaco’da günlük 650 euro fiyata marinada kalabilirken, Göcek’te 1.200 euro ödüyor. 20 metrelik tekne de Bodrum’da 700 euro öderken, Yunanistan’da 35 euroya marina bulabiliyor.
Bir de çevre tehlikesi bulunuyor. Marina çok pahalı olunca tekneler koylarda demirliyor. Bu da kirliliğe yol açıyor.
Tekne ya da yat almak isteyenlerin de marina fiyatları yüzünden azaldığına dikkat çekilirken, marina yapımının acilen başlaması, en az 15-20 marinanın en kısa sürede doğa harikası olan koylara değil Hazine arazilerine yapılması öneriliyor. Fiyat artışları teknelerin de ikinci el satışlarını artırıyor.
Marina fiyatları, charter turizmini de etkiliyor. Fiyatlar yüzünden bu firmaların yüzde 20 zam yaptığı fiyatlarındaki artış Türkiye’nin rakibi olan Yunanistan ve Hırvatistan’da gerçekleşmediğinden yüzde 25 daralma görüldü.
